
‘Çocukta alt ıslatma sorunu, çocuğun tuvalet eğitimini aldıktan sonra gece uykusunda ve/veya gündüz uyanık olduğu saatlerde idrarını altına kaçırması durumudur.’[1] Amerikan Psikiyatri Birliği (APA), Psikiyatri Hastalıklar Tanı Kriterleri (DSM-V)[2] tanımlamalarına göre ‘5 yaşından sonra en az 3 ay boyunca ve en az haftada 2 kez ortaya çıkması’ enürezis (idrar kaçırma) olarak adlandırılır.
Çocuğun alt ıslatma sorunu fizyolojik sebeplerden olabileceği gibi psikolojik sebeplerden de kaynaklanabilir. Çocuğun tuvalet eğitimi aldıktan sonra minimum 6 ay alt ıslatma sorunu yaşayıp yaşamadığı durumun fizyolojik etkenli mi yoksa psikolojik etkenli mi olduğu hakkında bizlere fikir verebilir. Çocuk, 6 aylık dönemde alt ıslatma sorunu yaşamamışsa alt ıslatma bize derin uyku, mesane darlığı, kabızlık olabileceği gibi, aşırı sıvı alımı, sıvının atılmasını azaltan hormonun eksikliği, pelvik kaslarının sağlıklı çalışmaması gibi fizyolojik nedenleri de düşündürür. Ancak bu hususta bir çocuk doktoruna danışılmalı ve durumun nedenini hekim tarafından tespit edilmelidir. Hekimin, alt ıslatma sorununun psikolojik kaynaklı olduğunu tespit etmesi üzerine bir uzmandan destek alınmalıdır.
Fizyolojik etkenli alt ıslatma sorunu yaşayan çocuklarda da durumun yarattığı stres, kaygı, utanç veya ailenin çocuğu suçlaması çocuğun psikolojik iyi olma halini olumsuz etkileyebilir. Bunların sonucu olarak çocukta anksiyete ve özgüven eksikliği, inkar, içe dönüklük başta olmak üzere çeşitli psikolojik sorunlar meydana gelebilir ve bu durum çocukta zayıf öz saygıya, depresyona, utanç ve kaygı bozukluklarına sebebiyet verebilir. Dolayısıyla alt ıslatma, her ne kadar fizyolojik temeli olabilse de, psikolojik sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu yüzden doğru önlemlerin alınması büyük bir önem taşır.
Çocuğa doğru ve zamanında tuvalet eğitimi vermenin psikolojik temelli alt ıslatma sorununda olumlu etkileri olduğunu biliyoruz. Tuvalet eğitimine, çocuğun yürümeye başladığı, basit emirleri yerine getirebildiği ve isteklerini kelimeler kullanarak ve konuşarak anlatabildiği dönemde başlamalıyız. Çocuğun yardım almadan kendi becerisiyle giysilerini çıkarabildiği ve gün içerisinde ortalama 2-3 saat kuru kalabilmeyi başardığı süreçte tuvalet eğitimine hazır olduğu düşünülebilir. Ancak çocuğu 5 dakikadan fazla tuvalet üzerinde tutmamak gerekir. Çocuğu zorlamak süreci zorlaştıracaktır. Çocuk tuvaletini yaptığında vücudundan bir parçanın kopup gittiğini düşünebilir ve korkabilir, bu noktada ebeveynlerin tutumu çok önemlidir. Dışkı ya da idrar hakkında ne çok övgü dolu sözlerle abartmak ne de çocukta kaygı yaratacak korku dolu söylemlerde bulunmak gerekir. Ebeveynlerin uzmanlardan bu konuda destek alması ve eğitim amaçlı kitap temin etmeleri faydalı olacaktır.
Alt ıslatma sorunu yaşayan çocukların ebeveynlerine bazı görev ve sorumluluklar düşmektedir. Öncelikle bu noktada çocukla doğru ve etkili iletişim kurmak, çocuğu anlamak, empati kurmak oldukça önemlidir. Çocukların benlik saygıları desteklenmeli, çocuğun yaşadığı sorunlar karşısında yalnız olmadığı hissettirmelidir. Çocuğa bağırmamalı , yalnızken ya da yanında birileri varken çocuk utandırılmamalıdır. Ailenin çocuğa karşı sergilediği olumsuz tutum ve davranışlar çocuğun tedavi sürecinde direnç göstermesine neden olabilir. Çocuğun alt ıslatma davranışını bilinçli ve planlı şekilde yapmadığının farkında olunmalı, çocuğun bu duruma en çok kendisinin üzüldüğünü bilerek tedavi sürecinde çocuk, yetişkinler tarafından desteklenmelidir.
Hazırlayanlar:
Melis Gümüş Çetin, Hatay Gençlik Merkezi Psikoloğu
Sözü Geçen Çalışmalar:
[1] www.dbe.com.tr